Uzmanlar; çilek, ahududu, böğürtlen, vişne gibi üzümsü meyvelerde bulunan biyoaktif bileşenlerin kalp sağlığını koruyucu, kanseri önleyici ve menopoz sonrası dönemde yaşla ilişkili bilişsel zayıflamayı azaltıcı etkisi olduğunu belirtiyor.

Florida Üniversitesi, tarım ve gıda kimyası araştırma sonuçlarına göre üzümsü meyvelerin, çekirdeklerinde bulunan yüksek orandaki esansiyel yağ asitleri sayesinde koroner kalp hastalıklarına ve çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu potansiyel etkisi bulunuyor. İçerdikleri biyoaktif bileşenler damar sertliği oluşumunu engelleyerek kalp krizi riskinin azaltıcı etki gösterebiliyor. Kılcal damar çatlamalarını da önleyici etki gösterebilen üzümsü meyvelerin zengin içerikleri sayesinde kan şekeri ve kolesterolün düşürülmesine yardımcı olduğu öne sürülüyor. Kandaki pıhtılaşmayı azaltıcı ve damar sertliği oluşumunu önleyici etkisi olduğu iddia edilen üzümsü meyvelerin suyu antioksidan etkisiyle sağlığına dikkat edenlerin vazgeçilmez içeceği olmaya aday.



MİDEYE DE DOST

Çilek, ahududu, böğürtlen, frenküzümü, bektaşiüzümü, mersin (murt, hambelis) mürver yemişi ve kuşburnu gibi meyvelerin ülseri önleyici ve bağırsak işleyişini düzenlediğini ifade eden uzmanlar, "Üzümsü meyvelerin yapraklarından ve kuru meyvelerinden yapılan çayın ve üzüm suyunun yazın sık görülen ishal vakalarına, bulantıya ve mide kramplarına iyi geldiği belirlendi. Üzümsü meyveler, adet düzensizliğinden şikayet eden kadınların da imdadına yetişiyor. Adet kanamalarını düzenleyici özelliği nedeni ile tavsiye edilen üzümsü meyvelerin içeriğindeki yağlar, sağlıklı bir yaşam için büyük önem taşıyor.
 
Yapılan çalışmalarda özellikle menopoz dönemi kadınlarda ideal diyet düzeni çerçevesinde günde önerilen miktarda üzümsü meyve veya üzümsü meyvelerden elde edilen meyve suyu tüketiminin potansiyel etkinlik mekanizmaları çerçevesinde önemli olduğu vurgulanmaktadır" dedi.