Bakanlar Kurulu açıklaması

kategorisinde, 15 Haziran 2010 Salı 10:08 tarihinde yayınlandı 1397 defa okundu
Bakanlar Kurulu açıklaması
Mavi Marmara baskınıyla ilgili komisyon istenildiği gibi kurulmassa, tedbir alınacak.

Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, Gazze`ye yardım götüren konvoya yönelik saldırıya ilişkin olarak BM Genel Sekreterinin komisyon kurulması teklifini kabul ettiklerini belirterek, "Biz İsrail`in BM Genel Sekreterinin kurduğu komisyona üye vermesini bekliyoruz. Vermediği takdirde ne olacaksa, bu birkaç gün içerisinde belli olacaktır. Ona göre de bu tedbirleri merhale merhale gündeme getirmiş olacağız" dedi.

 
Çiçek, 6,5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının sonunda yaptığı açıklamada, kurulda ağırlıklı olarak dış politika konularını ele aldıklarını söyledi. Dış politika konusunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu`nun bilgilendirme yaptığını, bakanların da konuya ilişkin görüşlerini açıkladıklarını belirten Çiçek, Gazze konvoyunda yaşanan
olaylar, İran`daki gelişmeler ve Kırgızistan ile ilgili konuları değerlendirdiklerini bildirdi.

 
"Olay bir İsrail-Türkiye meselesi değildir; İsrail ile uluslararası hukuk arasındaki bir sorundur" diyen Çiçek, çünkü terörün cereyan ettiği alanın uluslararası sular olduğunu söyledi. Çiçek, "Dolayısıyla uluslararası hukuki bir sorun var ve bu sorunun birinci derecede muhatabı da İsrail`dir" dedi. Yardım konvoyunun sivil bir inisiyatif olduğunu ve kimsenin iznine ve onayına tabi olmadığına işaret eden Çiçek, bu sivil inisiyatifin karşılığının silah, vahşet ve terör olmaması gerektiğini kaydetti.

Çiçek, konunun uluslararası hukuk açısından önemli olması, hem de hayatını kaybedenlerin ve yaralananların Türk vatandaşı olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümeti olarak bu kanunsuzluğu, bu terör eylemini dünyanın gündemine taşımanın görevleri olduğunu söyledi. Türkiye`nin de konuyu uluslararası kuruluşların gündemine getirdiğini hatırlatan Çiçek, bu konunun bütün yönleriyle araştırılabilmesi için, tarafsız ve hukuk çerçevesinde hareket edecek bir komisyon kurulmasını istediklerini kaydetti. Bu kapsamda BM Genel Sekreteri`nin komisyon kurulması yönündeki teklifini kabul ettiklerini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:

 "Biz o teklifi kabul ediyoruz. Henüz İsrail buna cevap vermedi. Şayet İsrail bu teklifi kabul ederse, bu konu bu komisyonda tüm yönleriyle incelenir. Herkesin elinde ne bilgi, belge varsa, neyi nasıl ortaya koyacaksa, o vahşeti nasıl savunacaklarsa, gelir savunur. Şayet, İsrail BM Genel Sekreterinin bu teklifini kabul etmezse, o zaman alınacak tedbirleri görüştük. Çünkü hayatını kaybeden insanlar bizim vatandaşlarımız. Yaralananların önemli kısmı bizim insanımız. Tek yönlü olarak İsrail`in kurduğu komisyon bizi tatmin etmez. Komisyonun tarafsız olması lazım ve herkesin ne düşüncesi varsa bu komisyonda ortaya koyması lazım.
Temennimiz bunun kabul edilmesidir. Kabul edilmemesi durumunda alınacak tedbirleri bugün görüştük. Bu safhada sadece bu kadarını söylüyorum."

 
Çiçek, bir vatandaşını kaybeden ABD başta olmak üzere, diğer ülkelerin de bir dayanışma içinde olmalarını, bu haksızlığa, hukuksuzluğa karşı birlikte hareket etmelerini beklediklerini de dile getirdi.

 
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Çiçek, Türkiye`nin uluslararası hukuktan doğan hakkını nasıl değerlendireceğinin sorulması üzerine Çiçek, İstanbul ve Bakırköy Başsavcılıklarının iç hukuk açısından bir soruşturma başlattıklarını söyledi. Hayatlarını kaybeden vatandaşlar ve yaralılar üzerindeki yara ve izlerin, otopsi sonuçlarının da delil olarak toplandığını belirten Çiçek, hayatlarını kaybedenlerin yakınları ve yaralıların da münferit başvuruları olduğunu ya da olabileceğini söyledi.

 
Uluslararası hukuk anlamında da sadece tazminat açısından değil, diğer açılardan da çalışmaların yürütüldüğünü belirten Çiçek, "Ama şunu kabul etmek gerekir ki, bu bir gecede olup bitecek bir iş değil.
Gelişmelere bağlı olarak da gelişmeleri her gün güncelleştirmemiz gerekiyor. Elimizde çok detaylı bir çalışma olayın vukuu bulduğu andan itibaren yapılmıştır. Bundan vatandaşlarımız emin olsun" dedi.


Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar`ın Bakanlar Kurulu`na katıldığının hatırlatılarak, İsrail`e yönelik askeri anlaşmalarla ilgili konuların görüşülüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Çiçek, Bayar`ın bir sunum yapmak için toplantıya katıldığını ve vakit yetmediği için konuyu görüşmediklerini söyledi. İşin askeri, siyasi, ekonomik boyutlarının İsrail`in tutumuna bağlı olduğunu da vurgulayan Çiçek, "Türkiye`nin beklentileri bellidir. İsrail olumlu bir tavrın içine girdiği takdirde, bu tedbirleri de ona göre değerlendirmemiz söz konusu olacaktır. Bu safhada söyleyeceğim sadece şudur: Biz İsrail`in BM Genel Sekreterinin kurduğu komisyona üye vermesini bekliyoruz. Vermediği takdirde ne olacaksa, bu birkaç gün içerisinde belli olacaktır. Ona göre de bu tedbirleri merhale merhale gündeme getirmiş olacağız.

 "EKSEN KAYMASI YOK"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, Türkiye`nin eksen kayması olmadığını belirterek, "Türkiye`nin ekseni yerinde duruyor. Türkiye temel tercihini baştan beri yapmıştır. Biz AB`ye tam üyelik istiyoruz. Eğer bu konuda daha hızlı bir çalışma yapılamıyorsa, bu Türkiye`den kaynaklanmıyor. Şu an Avrupa`yı yöneten bir kısım ülkelerin yöneticilerinin Türkiye`ye şaşı bakışından ve açılış kriterleri içinde olmadığı halde Kıbrıs meselesini Türkiye`nin önüne koymasından kaynaklanıyor" dedi.


Çiçek, Bakanlar Kurulu`nun ardından yaptığı açıklamada, son günlerde Türkiye`de eksen kayması olduğuna ilişkin değerlendirmeler yapıldığını belirterek, "Türkiye`nin eksen kayması yok. Türkiye`nin ekseni yerinde duruyor. Türkiye temel tercihini baştan beri yapmıştır. Biz AB`ye tam üyelik istiyoruz. AB`ye tam üyelik noktasındaki en yoğun çabayı AK Parti iktidarı yapmıştır. Biz iktidara geldiğimizde aday ülke iken, bugün müzakere eden ülke konumuna gelmiştir. Eğer bu konuda daha hızlı bir çalışma yapılamıyorsa, bu Türkiye`den kaynaklanmıyor. Maalesef şu an Avrupa`yı yöneten bir kısım ülkelerin yöneticilerinin Türkiye`ye şaşı bakışından ve açılış kriterleri içinde olmadığı halde Kıbrıs meselesini Türkiye`nin önüne koymasından kaynaklanıyor. 8 fasıl ondan dolayı kapalı, 5 tanesi Fransa`nın bloke etmesinden dolmayı kapalı. Her gün bir kısım Avrupa ülkeleri verdikleri taahhütlerin arkasında durmayarak, ahde vefa göstermeyerek Türkiye`nin AB üyeliği işini ağırdan alıyorlar. Türkiye`de bu konuyu değerlendirenler, Avrupa`nın bu konudaki önyargısın, ahde vefasızlığını göz ardı ederek, sanki biz AB`yi konjonktürel mesele olarak değerlendiriyormuşuz ve başka arayışlar içerisindeymişiz gibi, eksik yanlış değerlendirmeler yapılıyor" diye konuştu.

TÜRKİYE`NİN İMZASI BİR HAFTADA KURUMAZ"

Başbakan Yardımcısı Çiçek, toplantıda İran konusunun da ele alındığı bildirdi. Türkiye`nin bölgede var olan sorunların barışçıl yollarla ve diplomasi ile çözülmesini arzu ettiklerini yineleyen Çiçek, bunun Türkiye`nin geleneksel politikası olduğunu söyledi. Çiçek, "İran`ın nükleer faaliyetleri ile ilgili yaptığımız çalışmaları, en başta ABD olmak üzere konuşulması gereken ülkelerle her safhada gerekli istişareleri, bilgilendirmeleri yaparak götürdük. 17 Mayıs`ta ortaya çıkan Tahran Mutabakatı, böyle bir istişarenin, arzunun ve isteğin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. O nedenle, herkesin olayı değerlendirirken, son kareye bakarak değerlendirme yapmak yerine, buraya gelinceye kadar Türkiye`nin iyi niyetle yaptığı çabaları göz ardı etmemesi gerekir. Türkiye güvenli bir ülkedir, politikalarında dürüst bir ülkedir" dedi.


Türkiye`nin bu mutabakata sadık kalarak BM`de İran`a yaptırım konusunda `hayır` oyu verdiğini kaydeden Çiçek, "Bunu vermekle Türkiye`nin varmak istediği nokta nedir? O Tahran Anlaşması`nın altında Türkiye`nin imzası vardır. Türkiye`nin imzası da öyle 1 haftada 10 günde kuruyan, 3 gün sonra yırtılıp atılacak bir imza değildir. Çünkü Türkiye işi o noktaya getirinceye kadar çok önemli bir çaba sarf etmiş ve müzakere kapısını açık bırakmıştır. `Evet` oyu verenlerin bile şimdi, `Aman bu süreci devam ettirin` tarzında telkinleri vardır. Bu talepler bizim yaptığımız işin doğruluğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu müzakere süreci açıktır. Bölgesel gelişmeler üzerindeki etkisini kontrol etmek lazım. Daha yanı başımızdaki bazı ihtilaflar çözüme kavuşmazken, işte bu noktada Türkiye barışa gidecek yola gidecek kapıyı aralık tutma noktasında inanılmaz bir çaba göstermiştir" ifadelerini kaydetti. Çiçek, Viyana grubuna da, iyi niyetli olarak müzakereleri hemen başlatması çağrısında bulundu.


Türkiye`nin diğer ülkelerden farklı olarak İran`la komşu olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Çiçek, "Meydana gelecek bir olumsuzlukta etkilenecek ilk ülke Türkiye olacaktır. Irak`ın geldiği noktaya bakalım. Irak`ın bu noktaya gelmesinde hiç sorumluluğu olmayan ülke biziz, ama en çok etkilenen ülke de biziz. Yaşadığımız derslerin ışığında İran`la ilgili gelişmeleri değerlendirdiğimiz takdirde daha sağlıklı bir sonuca varabiliriz, diye düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

"KIRGIZİSTAN`A YARDIM VE TAHLİYE UÇAKLARI GİDECEK"


Çiçek, Kırgızistan`da üzücü olaylar yaşandığını belirterek, Türkiye olarak bu konuda ellerinden gelen çabayı ve işin normal bir mecraya dökülebilmesi açısından üstlerine düşen çabayı gösterdiklerini söyledi. Bunun için Bişkek Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı`nda bir kriz masası oluşturulduğunu bildiren Çiçek, bu akşam Kırgızistan`a 15 ton ilaç ve yardım malzemesi gönderileceğini söyledi. Türk vatandaşların çatışmalardan zarar görmemesi için de her türlü girişimin yapıldığını belirten Çiçek, tahliyeiçin de 2 uçak gönderildiğini söyledi.


Çiçek, bir gazetecinin İHH`nın Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenlerin şehit kabul edilmesi yönündeki talebine yönelik sorusuna ise, "Allah`ın bileceği iş` yanıtını verdi.